İşyeri Kapatma Kararları ve İptali Kulaçoğlu Hukuk Bürosu

İşyeri Kapatma Kararları ve İptali Kulaçoğlu Hukuk Bürosu

E) Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yerleşik medya hizmet sağlayıcılarının yayın hizmetlerini, bu Kanun hükümlerine ve Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu uluslararası andlaşmalara uygunluğu açısından izlemek ve denetlemek. (1) Üst Kurul, en az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş, meslekleriyle ilgili konularda kamu kurum ve kuruluşları veya özel kuruluşlarda en az on yıl süreyle görev yapmış, meslekî açıdan yeterli bilgiye, deneyime ve Devlet memuru olma niteliğine sahip, otuz yaşını doldurmuş kişiler arasından Türkiye Büyük Millet Meclisince seçilen dokuz üyeden oluşur. (1) 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla, multipleks işletmecilerinin uymaları gereken idarî, malî ve teknik şartlar Üst Kurulca belirlenir ve şartları yerine getiren kuruluşlara yayın iletim yetkisi verilir. Medya hizmet sağlayıcı şirketler de multipleks işletmeci şirketlere ortak olabilirler. (2) Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu, karasal ortamdan gerçekleştireceği yayın hizmetlerinin sayısını ve kapsama alanlarını Üst Kurula bildirir.

Amirler verilen geniş takdir yetkisi karşısında disiplin cezalarına karşı yargı yolunun kapalı olması,  personelin haksız yere cezalandırılmaları durumunda hak arama yolunu kapatmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından idari para cezasına çarptırılmış kişi veya kurumların idari para cezasına itiraz edebilmek için doğrudan mahkemeye dava açmaları mümkün değildir. Dava açmadan önce özel kanunda belirtilen idari itiraz yollarının tüketilmesi gerekir. Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesinde İdari Para Cezası Komisyonları bulunur. Başvuru süresi on beş (15) gün olup, itirazlar bizzat ya da iadeli taahhütlü mektupla yapılır. Maddesinin dördüncü fıkrasında “Suçluluğuhükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.” şeklinde de açıkçaifade edilen ve Anayasa’nın 36. Maddesinde güvence altına alınan adilyargılanma hakkının da bir unsuru olan masumiyet karinesi, hakkında suç isnadıbulunan bir kişinin adil bir yargılama sonunda suçlu olduğuna dair kesin hükümtesis edilene kadar masum sayılması gerektiğini ifade etmekte ve hukuk devletiilkesinin de bir gereğini oluşturmaktadır. Anayasa’nın anılanmaddesinde belirtilen kanun önünde eşitlik ilkesi hukuksal durumları aynıolanlar için söz konusudur.

Suçun maddi unsuru, Genelkurmay Başkanlığınca yasak edildiği bildirilen kitapları, dergileri ve her türlü yazıları okumak veya bulundurmaktır[160]. Maddeye göre suçun faili ancak askeri öğrencilerle[161], erbaş ve erler olabilir. Yedek subay adayları, kurs boyunca öğrenci statüsünde olduklarından, bu yasaklamalar onlar için de geçerlidir. Suçun oluşumu için askeri elbiseli olmak şart değil­dir. Askeri mahal dışında kumar oynanması halinde de suç oluşur[159]. Astların işlediği suçların AsCK veya 477 SK’na giren suçlar olabilir. Ancak disiplin tecavüzlerinin haber verilmemesi bu maddeyi ihlale sebebiyet vermez.

Gerçekte disiplin suçu oluşturan eylemin hiç olmaması disiplin cezasının sebebini sakatlar. Bu şekildeki uyuşmazlıklar genelde disiplin cezası olmadığı halde, disiplin ceza kayıtlarında görünen cezalara ilişkmostbet casino. AYİM’nin geçmiş yıllarda zamanaşımı süresi geçirildikten sonra verilen disiplin cezalarının yok hükmünde sayılması gerektiği yönünde kararları bulunmakta ise de son zamanlarda bu içtihadından dönmüş, bu hukuka aykırılığı yokluk sebebi saymamıştır. Başka bir dikkat çekici kararda; astsubay olarak görevli olan davacı, sicil belgelerinin Bilgi Edinme Hakkı Kanunu gereğince kendisine gösterilmesini talep etmiş, talebinin reddi üzerine Bilgi Edinme Kuruluna dilekçe ile müracaat etmiştir. Disiplin amiri tarafından,  Kurula müracaat dilekçesine Askeri makamlarca verilen hizmete özel gizlilik dereceli red yazısını eklemesi disiplin tecavüzü kabul edilmiş  ve  üç gün oda hapsi ile cezalandırılmıştır. Kara Kuvvetleri Komutanlığının özlük dosya devamlı talimatı incelendiğinde “Beşinci Bölüm”ün adli işlemler grubu olarak ayrıldığı, disiplin cezalarına ait işlemlerin bu bölümde muhafaza edileceği görülmektedir. Resmi belge niteliğinde olan, savunma istem yazılarının ve savunmaların, sonuçta disiplin cezası verilmemiş olsa dahi davacının özlük dosyasında muhafaza edilmesinde mevzuata ve hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır[790]. Kanunun “İhtiyari Müracaat ve İdari Makamların Sukutu” başlıklı 35. Maddesinin (a) bendi, “İhtiyari müracaat; Kesin işlem yapmaya yetkili makamlarca tesis edilen idari işlemlerin geri alınması, kaldırılması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması, üst makamdan yoksa işlemi yapmış olan makamdan idari dava açmak için belli olan süre içinde istenebilir. Bu müracaat işlemeye başlamış olan dava açma süresini durdurur. Altmış gün içinde cevap verilmez ise, istek reddedilmiş sayılır.

  • Maddelerine göre Anayasa’ya, kanunlara, millet ve Cumhuriyete sadâkat ve bağlılıkla hizmet görmek zorundadırlar.
  • Maddesinin (b) fıkrası kapsamına giren haller haricinde ast aldığı emri kanun ve nizama uygun bulmasa bile emri yapar ve ondan sonra şikâyet eder”[105].
  • Madde 94-Dernekler, amaçları ile ilgisi bulunan ve kanunlarla yasaklanmayan alanlarda, diğer dernek, vakıf, sendika ve benzeri sivil toplum kuruluşlarıyla ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere platformlar oluşturabilirler.
  • Bu yüzden disiplinsizlik nedeniyle ceza vermese bile söz konusu kişiyi ikaz edebilir.

Bunun emri altındakilere “maiyet”[274] denir (İçHizK m.9). – Hizmetin bitiminden sonra hiçbir yere gidemezler. “İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükûn ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi fiillere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak” (657 SK m.125/E-a)[216]. “Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek” (657 SK m.125/D-l). “Görev yeri sınırları içinde herhangi bir yeri toplantı, tören ve benzeri amaçlarla izinsiz kullanmak veya kullandırmak” (657 SK m.125/D-e). “Amirine veya maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapmak” (657 SK m.125/D-d). “Görevle ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak” (657 SK m.125/D-c). “Yasaklanmış her türlü yayını görev mahallinde bulundurmak” (657 SK m.125/C-j). “Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak” (657 SK m.125/C-ı). “Görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek” (657 SK m.125/C.e). “Görevle ilgili konularda yükümlü olduğu kişilere yalan ve yanlış beyanda bulunmak” (657 SK m.125/C-d). “Görev mahallinde genel ahlak ve edep dışı davranışlarda bulunmak ve bu tür yazı yazmak, işaret, resim ve benzeri şekiller çizmek ve yapmak” (657 SK m.125/B-ı).

Maddeleri kapsamında ele alınmış olduğundan Anayasa’nın 2., 40. Ve 125.maddeleri yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir. (5) Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olanyurt içi veya yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcı, Türkiye’dekikullanıcıların verilerini Türkiye’de barındırma yönünde gerekli tedbirlerialır. Atanan temsilcinin gerçek kişi olması halinde Türk vatandaşıolmasını öngören kuralın meşru bir amacı olmadığı gibi sözleşme özgürlüğüneölçüsüz bir müdahale teşkil etmektedir. Günümüzde sosyal medya olarak da ifade edilen internet siteleridünyadaki tüm kullanıcıların bir arada iletişime geçebildiği ve haberleşme sağladıklarıbir mecra hâline gelmiştir.

A) Yayın lisansı, münhasıran radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmeti sunmak amacıyla Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş anonim şirketlere verilir. Aynı şirket ancak bir radyo, bir televizyon ve bir isteğe bağlı yayın hizmeti sunabilir. Medya hizmet sağlayıcı kuruluşlar, yayın lisansının verilmesinden sonra da ana sözleşmelerine bu maddedeki esaslara aykırı hükümler koyamazlar. Ana sözleşme değişiklikleri bir ay içinde Üst Kurula bildirilir. Bu derneklerin para, mal ve haklarının tasfiyesi mahkeme kararında belirtilen esaslara göre yapılır ve tasfiyenin tamamlanmasını müteakip, durum ilgili mülki idare amirliğine bildirilir.

Cümlenin sonundaki “bırakılamaz” ifadensin karşı anlamı “bırakılabilir” dir. Anayasadaki düzenlemeyi, “uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar yargı denetimi dışı bırakılabilir, diğer disiplin cezaları yargı denetimi dışı bırakılamaz” şeklindedir. Anayasamız, uyarma ve kınama disiplin cezalarını yargı denetimi dışında bırakmamış,  bırakılmasına izin vermiştir[732]. Maddenin gerekçesinden hareket ederek düzenlemenin lafzını bir kenara atmış, özgürlükleri genişletici yorum yerine kabul edilemeyecek biçimde hak arama özgürlüğünü daraltıcı yorum yapmıştır. Disiplin mahkemeleri, “yargısal rol” ifa eden ve bir “adli fonksiyona” sahip bulunan, keza belli bir usul izleyerek ve hukuk kurallarına dayanarak karar veren ve kararları Devlet gücüyle icra edilen kanunla kurulmuş mahkemelerdir. Disiplin mahkemelerinin Anayasal temeli  bulunduğu gibi kuruluş ve işleyişi 477 sayılı Kanunla belirlendiğinden AİHS’nin 6. Maddesinde yer alan kanunla kurulmuş bir mahkeme kriterini karşılamaktadır. Bu mahkemelerin hâkim olmayan kişilerden kurulu olması tek başına AİHS’nin 6.

Ancak bu hükümlerin uygulanmasında kamuya mal olmuş kişilereyönelik eleştiri ve ifade özgürlüğü kapsamındaki değerlendirmeler muaftutulmuştur. Bununla birlikte NetzDG’ye ilişkin olarak 18 Haziran 2020tarihinde sosyal medya şirketlerinin hukuka aykırı içerikleri Almanya FederalAdli Polisine bildirmelerine ilişkin bir ek düzenleme kabul edilmiştir. Yukarıda belirtildiği gibi unutulma hakkı, kişisel verilerinsilinmesini isteme hakkından farklıdır. Avrupa Birliği’nde kişisel verilerinkorunması alanında yürürlükte bulunan Avrupa Birliği Kişisel VerilerinKorunması Tüzüğü (“Tüzük”) kapsamında belirli hallerde ilgili kişinin kişiselverilerinin silinmesini talep edebileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile paralel olarak 6698 sayılı Kişisel VerilerinKorunması Kanunu (KVKK) kapsamında da ilgili kişi Kanun’da öngörülen şartlarçerçevesinde ayrıca kişisel verilerinin silinmesi ya da yok edilmesini istemehakkına sahiptir. Maddesi hükmü Tüzük’te yer alan hallerikapsayıcıdır (itiraz hakkı ve meşru menfaate ilişkin hususlar hariç). Maddedeverilerin işlemesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması da silme nedeniolarak öngörülmüştür.